Provence, Fransa'da Yapılacak En İyi 10 Şey

2024 Yazar: Cyrus Reynolds | [email protected]. Son düzenleme: 2024-02-09 11:33

Provence, Fransa'nın en güzel bölgelerinden biridir. Fransa'nın güney doğusunda yer alan Vaucluse, Bouches-du-Rhone, Var, Alpes-de-Hautes-Provence ve Alpes-Maritimes'i içine alır. Alplerin karla kaplı dağlarından ve Verdon vadisinin ihtişamından lavanta tarlalarına, pırıl pırıl mavi Akdeniz'e ve Nimes gibi Roma kasabalarına kadar, ziyaretçinin isteyebileceği her şeye sahiptir. Bu manzaralı ve tarihi bölgeyi keşfetmek için haftalar harcayabilirken, burada kesinlikle kaçırmamanız gereken 10 şey var.

Avignon'daki Palais des Papes'i ziyaret edin

Avignon'daki Papalar Sarayı, Akdeniz güneşinde koyu bir portakal rengine boyanmış inanılmaz bir kule kütlesi ve sağlam yüksek duvarlarla şehrin yukarısında duruyor. Avignon bir zamanlar Hıristiyan Âleminin kalbiydi ve 1309'da Fransız Kralı'nın daveti üzerine Papalığı buraya taşıyan Papa V. Clement tarafından en üst konuma yükseltildi.

Fransız hükümdarının kilise üzerindeki gücünü genişletmek için yaptığı siyasi bir hamle, Papaları İtalya'da oldukça tehlikeli bir zamandan korumak kadar, hareket Avignon'u yaklaşık bir yüzyıl boyunca Avrupa'nın en önemli şehri yaptı. Her şeyi bir araya getiren Papalar için yeterince büyük ve büyük bir saray inşa etmek 1335'ten 1355'e sadece 20 yıl sürdü.hizmetçileri, sekreterleri ve onlarla papalık işleri.

Papa Clement'in yerini John XXII (Umberto Eco'nun Rose of the Rose'dan), ardından Eski Saray'ı inşa eden XII. anahat taş duvarlar.

Öne çıkanlar arasında 14. yüzyıldan kalma freskleriyle St. John's ve St. Martin's Şapelleri, Tour des Anges'deki karmaşık bitki örtüsü ve kuşlarla dekore edilmiş Papa'nın odası, devasa av ve balıkçı freskleri ve büyük bir şekilde adlandırılan Apostolik Davalar Mahkemesi'nin karar vermek için toplandığı Büyük Seyirci Salonu, aleyhine hiçbir itiraz yoktu.

Châteauneuf-du-Pape'deki Üzüm Bağlarında Şarabı Tadın

Châteauneuf-du-Pape, 1317'de inşa edilen Château des Papes'in inişli çıkışlı yamaçlara ve lavanta tarlalarına baktığı bir Orta Çağ köyüdür. Şato, Avignon papalarının yazlık eviydi, ancak köyün asıl şöhret iddiası aynı adı taşıyan şaraptır.

Bölgenin ve bu özel şarap üreticisinin tarihine bir bakış için Musée du Vin'den başlayın. Place du Portai'deki Turist Ofisi, bölgedeki çeşitli üzüm bağları hakkında tadabileceğiniz ve satın alabileceğiniz bilgiler sunmaktadır. Ayrıca yürüyüşler, bisiklet gezileri ve konaklama ve restoran önerileri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Camargue'nin Ünlü Beyaz Atlarını (ve Kovboylarını) görün

The Camargue,güçlü Rhone Nehri'nin ağzı, Fransız kovboy ülkesidir. Nehrin ikiye ayrıldığı bir adada, uzak bölge, kara boğaları güden ve tuz bataklıklarını karakterize eden beyaz atlara binen bu koruyuculara ev sahipliği yapar. Doğa severler için pembe flamingolar da dahil olmak üzere olağanüstü çeşitlilikte yabani kuşlar var.

Kuş gözlemciliği ilginizi çekiyorsa, Saintes-Maries-de-la-Mer'in hemen kuzeyinde D570'in dışında kolayca bulabileceğiniz Parc Ornithologique du Pont-de-Gau'ya gidin. Bataklıklara gitmek isteyen at binicileri, Saintes-Maries-de-la-Mer'den ayrılarak eşlikli bir gezintiyi düşünmelidir.

Roma Şehri Nîmes'i görün

Provence ve Languedoc-Roussillon arasındaki sınırda yer alan Nîmes, etkileyici kalıntıları olan bir Roma şehridir. Birinci yüzyıldan kalma Roma arenası olan harika korunmuş Les Arenes'den başlayın. İki katlı sıra sıra koltuklar, gladyatörlerin dövüşünü izlemeye gelen 20.000 kişilik kalabalığı barındırıyordu ve savaş arabaları takımlarını geniş kapalı arenada yarıştırıyordu. Bugün, bir Mayıs hafta sonu gerçekleşen boğa güreşlerinin ve Roma oyunlarının yeridir.

Şehirde görülmesi gereken diğer bir yer ise 5. yüzyılda inşa edilen ve daha sonra Napolyon tarafından Paris'teki Madeleine kilisesi için bir model olarak kullanılan Maison Carrée tapınağıdır.

Modernistler için Nîmes, İngiliz mimar Norman Foster tarafından tasarlanan cam, beton ve çelik Carrée d'Art gibi yakın zamanda ünlü bazı binalara sahiptir. Musée d'Art Contemporain'e ev sahipliği yapmaktadır.1960'lardan günümüze Fransız ve Batı Avrupa sanatının mükemmel koleksiyonu.

Abbaye de Senanque'deki Lavanta Tarlalarını ziyaret edin

Luberon'daki 11. yüzyıldan kalma Cistercian Abbaye de Sénanque, Provence'ın ikonik görüntülerinden biridir. Derin renkli lavanta tarlalarıyla çevrili, sağlam Romanesk mimarisi, 12. yüzyılda Cistercian'ları basit, saf bir düzen olarak kuran Clairvaux'lu Bernard'ın asıl amacını özetleyerek barış ve sükunet yayar.

Tüm manastırlar gibi, 13. yüzyıldaki yüksek noktasından talihi azaldı ve ateşe verildi, vebaya çarptı ve Fransız Devrimcileri tarafından saldırıya uğradı. Özel bir arkadaş vakfı tarafından kurtarılan, şimdi burada kalıcı olarak yaşayan beş keşiş var ve Fransa'nın güneyinde en çok ziyaret edilen manastırlardan biri haline geldi.

Meyve ve sarmaşıklarla oyulmuş sütunları, yaz sıcağında hoş bir serinlik veren revaklarda yürüyebilir ve nefteki 13. yüzyıldan kalma Venasque Lordu'nun mezarına bakabilirsiniz. Diğer binalar arasında, keşişlerin okuyup yazabildiği tek ısıtmalı oda olan kalfahane, tonozlu yatakhane ve keşişlerin oturup başrahibin okumalarını dinleyebilecekleri taş koltuklarla kaplı bölüm evi yer alıyor.

L'Isle-sur-la-Sorgue'da Antika Dükkanı

Antika alışverişi yapıyorsanız, L'Isle-sur-la-Sorguegel. Avignon'a yakındır, bu nedenle bölgedeyseniz kolayca erişilebilir. 300'den fazla mağaza antika, çini, cam, mobilya, tablo ve hayal edebileceğiniz her şeyi satıyor.

Zenginliğini tahıl ve yağ sıkan su değirmenlerine borçlu olan şık bir kasabadır. Bugün dükkanların çoğu eski fabrikalarda ve fabrika binalarında bulunuyor ve Pazar günleri nehir kenarında, malların antikalardan daha ucuz ve sonuç olarak daha ucuz olduğu bir brocante fuarı da var. Ayrıca Paskalya'da ve sonbaharda büyük uluslararası antika fuarları düzenleniyor.

Gördes'in Tünemiş Köyünü Görün

"Tünemiş köyler", Provence'ın sevimli manzaralarından biridir. Kayalık kayalıkların üzerinde yer alan bu odalar, çevredeki kırsal alana bakmaktadır. Aslen yerel bir ortaçağ kalesinin etrafına inşa edilmiş olan köyler, bir zamanlar bir vadiyi veya tepeyi düşmandan koruyordu. Savunma duvarları var ve genellikle giriş olarak sadece bir geçit var. Genellikle kemerli geçitleri olan dik, dar sokaklar, çok önemli halk çeşmesi ve küçük kilisenin yanından geçerek köylerin arasından rüzgarla geçer.

Onlara Provence'ın her yerinde rastlarsınız, birçoğu konaklama sunan güzel, akıllı ve pahalı otellere sahiptir. Bir zamanlar yoksul köylülerin yaşadığı bugün, daha önce sağlıksız barakaları şık ikinci evlere dönüştüren modaya uygun Fransızlarla dolu sokakları ve barları bulma olasılığınız daha yüksek.

En güzeller arasında Gordes, yaklaşık 25Luberon'da Avignon'un mil doğusunda ve Abbaye de Senanque yakınında. Köy teraslarda yükseliyor, Arnavut kaldırımlı sokakları kaleye çıkan yüksek evlerle dolu, 1525'te yeniden inşa edildi ve şimdi belediye binası ve müze. Fransa'nın güneyinin bu bölümünün çoğu gibi, sanatçıların ilgisini çekti ve Marc Chagall, Victor Vasarely ve Pol Mara gibilerinin hepsi burada zaman geçirdi.

Gorges du Verdon'da yukarı çıkın

Verdon geçidine giden yol muhteşem, özellikle D71'i Comps-sur-Artuby'den Camp de Canjuers'in geniş askeri arazisi olan patlatılmış fundalıktan alırsanız. Balcons de la Mescla'ya varıyorsunuz ve 250 metre aşağı, nehri içeren 15 mil uzunluğundaki Verdon geçidine bakıyorsunuz. Yol, Ste-Croix köyü yakınlarında nehre baraj yapılmasıyla yapılan uçsuz bucaksız Lac de Sainte Croix'e ulaşana kadar nehrin üzerinde yılan gibi kıvrılıyor.

Bankaların kıyısındaki şirin köylerden bazılarını ziyaret etmek için mola verin: Aiguines'in 17. yüzyıldan kalma bir şatosu vardır ve Gorges'in kuzeyindeki Moustiers-Sainte-Marie resimli kartpostal güzeldir ve satın alınabilecek güzel çömleklere sahiptir.

Enerjiniz varsa, kanyonun içinden geçen uzun GR4 yürüyüş parkurunu kullanın, Martel Treni olarak bilinen daha küçük bir kısmı sizi kanyonun ortasından geçirir. Ayrıca kaya tırmanışı ve akarsu raftingi de mevcuttur.

Vaison-la-Romaine Antik Kentini ziyaret edin

Roma köprüsüyle, öyle kalırPuymin, Roma döneminde önemli bir bölge, tüm bir ortaçağ haute ville (yukarı şehir) ve 1160 yılında Toulouse Kontu tarafından inşa edilen yıkık bir uçurumun tepesindeki kale, Vaison-la-Romaine çekici bir yer. Hayata gelişen bir Roma kasabası olarak başladı, daha sonra yüzyıllar boyunca nehirden kumla gömüldü. Orta Çağ'da yeniden inşa edilen Roma kalıntıları ancak 1907'de arkeologlar tarafından keşfedildi.

Nehrin güneyindeki yukarı şehrin eski mahallesi, taş surlarla korunan 17. yüzyıldan kalma keyifli şehir evlerine ve çeşmelere ve 14. yüzyıldan kalma devasa bir ağ geçidine sahiptir. Sizi nehrin kuzey kısmına götüren Pont Romain tarafından Roma yerleşim bölgelerine bağlıdır.

Burada, önde gelen bir Roma ailesinin evi olan Maison des Messii'yi bulacaksınız; bugün Temmuz festivali için kullanılan 34 yarım daire sıra taş sıralı tiyatro, Yunuslu Ev ve Pompey'in etkileyici revak.

Mercantour Ulusal Parkı'nı ve Vallee des Merveilles'i ziyaret edin

Parc National de Mercantour, doğuda İtalya sınırına yakın geniş bir dağ parkıdır. Verdon boğazından daha dramatik ve birçok yerde daha kasvetli olan burası, dağ keçisi, dağ keçisi, altın kartallar ve yırtıcı kuşlar, ibibikler, ptarmigan ve daha birçok türüyle Fransa'nın en büyük vahşi yaşam habitatlarından biridir.

En muhteşem yürüyüşlerden biri, Bronz Çağı'ndan bazı mükemmel kaya gravürlerinin bulunduğu Vallée des Merveilles'dir (Harikalar Vadisi). Deneyimli rehberlerle rehberli bir yürüyüş yapmak en iyisidir;Bir gecelik yürüyüş yapmak istiyorsanız, çeşitli sığınaklarda kalacaksınız, kendi ekipmanınızı ve yiyeceklerinizi taşıyacaksınız.